1 Mayıs 2016 Pazar

Kütüphane Kokusu

Bir kütüphanenin 1984 yılından kalan, 

Dokunulduğunda içinden binlerce anı dökülen saman kâğıtlarla kaplı kırmızı kitapları.
Açtım.
Ve bir dünya karşıladı inanılmaz derinliğiyle.
Her bir sayfa ayrı bir yaşanmışlığıyla alıp götürdü benliğimi usulca geriye.
Keşke dedirtti gözlerin ıslaklığına eşlik edercesine inceliğiyle.
Keşke geriye gidebilsek.
Keşke tek dakikayı değiştirebiliyor olsak dedirtti elimizin altından kayıp giden ve yılları andıran kağıtlar.
Her rafta ayrı ayrı kitaplar, kim bilir kaç göz yaşına şahit olmuşlardı.
Kim bilir kaç kişiyi kütüphanenin en ıssız yerinde ses çıkarmadan ağlayışlarına teselli olmuşlardı.
Ya da sevince belki mutluluğa, ama en çok hüzne...
Yeni anılar alıp, geçmiş koklayıp sessiz adımlarla uzaklaşarak cam kenarı tek kişilik masaya oturmak, ve gözlerini kapatıp orada yok olmak.
Orada o anda kalmak ve yıllanmak.
Tek istediğim buymuşçasına biten zaman.
Ve kapıdan çıkar çıkmaz kitapların kokusunun beni uğurlaması ve huzursuz, mutsuz hayata yeni adımları atmamla başlayan ve biten bir gündü bugün.
Yıllanmalıydım orada.
Ama kalamadım... 


Bahriye Eldemir



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder